Takım harcama limiti hâlâ büyük bir bilmece: Tekrar planlama yapılmalı

Devre arası transfer döneminin başlamasıyla TFF’nin getirdiği harcama limiti gündemi meşgul etmeye devam ediyor. Konuyu gazetemize değerlendiren futbol ekonomisti Gökhan Tiryaki, “Federasyonun kafası karışık ve uygulamada ne tarz sorunlarla karşılaşacağını öngörememiş. Kulüpler ve federasyonun tekrar bir araya gelerek planlama yapması gerekiyor” diyor.

Sezon başında Türkiye Futbol Federasyonu’nun kulüpleri ‘kurtarmak’ için getirdiği takım harcama limiti transfer sezonunun açılmasıyla gündeme oturdu. Konuyu futbol ekonomisti Gökhan Tiryaki’yle konuştuk.

Öncelikle şunu sorarak başlamak istiyorum. Son zamanlarda sürekli konuşulan takım harcama limiti nedir?

Takım harcama limiti Türkiye Futbol Federasyonunun iflas etmiş olan futbol kulüplerini kurtarmak ve kulüplerin finansal yapılarını sürdürülebilir hale getirmek amacıyla yaptığı bir düzenlemedir. Bu düzenleme, futbolcu, teknik kadro, menajer ücretleri ve tüm transfer harcamalarını, kulüplerin finansal durumuna göre hesaplanan limitlerde sınırlayarak kontrol altında tutmaya yarar.

İFLAS ETTİLER

Kulüplerimiz finansal anlamda iflas etmiş durumdalar; bunun yanı sıra UEFA’dan da ceza almanın eşiğindeler. Son olarak Fenerbahçe ve Trabzon’un UEFA’dan yeni bir ceza alma durumu ile karşı karşıya kalmaları Kulüp Lisans Sistemi’nin revize edilmesini ve bunun için de harcama limitlerinin getirilmesini zorunlu kıldı. Bu değişiklikler sayesinde Fenerbahçe ve Trabzonspor UEFA tarafından ciddi bir yaptırıma maruz kalmadılar.

Hesaplama nasıl yapılıyor ve neler dikkate alınıyor?

Hesaplama, kulüplerin son 3 sezonu kapsayan finansal tablolarındaki veriler baz alınarak oluşturulan yeni sezon bütçesi üzerinden yapılıyor. Örneğin, bu sezon 2016-2017, 2017-2018 ve 2018-2019 sezonlarının finansal tablolarındaki verilere enflasyon düzeltme kat sayısı uygulanarak 2019-2020 sezonu bütçesi hazırlandı ve harcama limiti de bu bütçe baz alınarak oluşturuldu.

Hesaplama, gelir-gider farkı ve net borç / net faaliyet gelir oranı üzerinden olmak üzere iki farklı yöntem ile yapılıyor. Geçiş sezonu olması dolayısıyla bu sezon iki yöntemin ortalaması alınacak olup, 2020-2021 sezonundan sonra hesaplamada düşük olan rakam limit olarak belirlenecek.

‘Gelirler’ dediğimiz kısım, gişe (maç günü), sponsorluk ve reklam, yayın gelirleri ile diğer faaliyet gelirlerinden oluşurken, transfer ve UEFA gelirleri ile duran varlık satış kârı ve duran varlık değerleme farkları dikkate alınmıyor. “Giderler” ise ürün satış maliyetleri, diğer personel giderleri, diğer faaliyet giderleri ile finansman giderlerinden oluşurken, futbolcu ve teknik kadro ücret giderleri hesaplamada dikkate alınmayacak. Transferde zarar edilmesi halinde hesaplamaya dahil edilmediği gibi, direkt olarak limitten düşülecektir. Kulüplerin, bankalara yapacağını anapara ödemeleri de takım harcama limitinden düşülecektir.

Son açıklamaya göre limitlerdeki son durum nedir?

Süper Lig’de kulüplere toplam 2,4 milyar TL harcama limiti hesaplandı; sapma payını da dahil ettiğimizde bu limit 3,1 milyar TL’ye çıkıyor. En yüksek limite 451,7 milyon TL (yüzde 19) ile Galatasaray sahipken, en düşük limite 59 milyon TL ile Antalyaspor sahip oldu. Limitlerde azalma olmadı gibi Konyaspor, Sivasspor ve Denizlispor’un limitlerinde ise her hangi bir değişim olmadı.

ANTALYA ZİRVEDE

Galatasaray’ı 275 milyon TL ile Beşiktaş, 224 milyon TL ile Fenerbahçe, 179 milyon TL ile Başakşehir takip ederken, Trabzonspor’un limiti de 126 milyon TL oldu. Yenilenen rakamlarda en yüksek artışlar 83 milyon TL ile Galatasaray ve 49 milyon TL ile Trabzonspor’da olurken, oran olarak en yüksek artışlar ise yüzde 148 ile Antalya ve yüzde 43 ile Trabzonspor’da oldu.

Kulüplerin biraz önce bahsettiğimiz limitlerinde yüzde 30’luk sapma payları da var. Yani kulüpler bu limitlerini yüzde 30’a kadar aştıkları takdirde de her hangi bir ceza ile karşılaşmayacaklar. Limitlerde dikkat çeken bir husus da İstanbul takımlarının toplam limitin yarısından fazlasına sahip olmalarıdır.

Limit artışının rakamsal olarak en fazla Galatasaray, Trabzonspor ve Antalyaspor’a yaramasının yanı sıra, önceki limitlere göre sınırı aştığı görülen ve ceza ile karşı karşıya kalma ihtimali beliren Beşiktaş da, bu sayede, ceza almaktan kurtulmuş görülüyor. Bir diğer sorun yaşaması muhtemel kulüp olan Fenerbahçe’nin ise ceza ile karşı karşıya olduğunu söylemek yanlış olmaz. Bu yorumu yaparken finansal tablolarındaki verilerin detaylı göremediğimizi; ancak, ilk üç aylık finansal raporunda, 31 Ağustos sonrasında sadece sporculara maç başılar hariç mevcut sözleşmelerden dolayı 245 milyon TL ödemesi gerektiği bilgisini referans aldığımızı belirtelim.

ŞEFFAF DEĞİL

Diğer kulüplerle ilgili pek bir şey söylememiz mümkün değil. Bunun nedeni de talimatın 66. maddesinde açıkça hüküm olmasına rağmen kulüplerin finansal tablolarını açıklamamaları, hatta açıklamadan kaçınmaları ve federasyonun da bunu takip etmemesidir. Şeffaflığı istemeyen kulüplerimiz ve inisiyatif almayan federasyonumuz var gibi görünüyor.

Yılın son günü federasyon limitlerle ilgili açıklama yaptı ve limitleri değiştirdi. Kulüplerin limitleri nasıl arttı. Limit artırımları ne şekilde yapılabiliyor?

Kulüplerin limitlerini dört şekilde arttırıyorlar. Biraz önce hesaplamasına detaylı da değindiğimiz finansman giderleriyle ilgili Federasyon, sapma payın yüzde 30’dan yüzde 40’a çıkardığında limit artırımı ile ilgili bir bent eklemişti. yüzde 40’dan yüzde 30’a düşürülmesiyle ilgili geri adım atınca bu madde de talimattan çıkarıldı. Bunu yaparken de yayınlanan aynı talimat kitapçığı değişiyor.
Kulüpler hedeflenenin üzerinde gelir elde etmeleri, sermaye arttırmaları, UEFA’da gruplara kalmanın kesinleşmesi ve transfer gelirlerinin giderlerinden fazla olması halinde gelirlerin üçte biri kadar limit arttırabiliyorlar. Limitini arttırmak isteyen kulüpler 15 Aralık’a kadar federasyona başvuru yapmalılar. Burada istisna UEFA gelirlerinde var. UEFA gelirlerinde, kulüplerin başvurmasına gerek kalmadan, kurul, ilgili kulüplerin limitlerini kendisi arttırıyor. Bunun yanı sıra finansal borcu olmayan kulüplerin UEFA gelirlerinin tamamı da limitlerine ekleniyor.

Peki, bu hesaplamaları ve kontrolleri yapacak kurul sizce bunları yapabilecek kabiliyette mi?

Kulüp Lisans Kurulu geçmişte de vardı. Ancak Haziran ayındaki kongrede yapısı değiştirilerek 5 üyeden 7 üyeye çıkarıldı. Değişiklik sadece üye sayısında değil; üyelerde aranan kriterlerde de oldu. Kurul yapısında yeminli mali müşavir, bağımsız denetçi, avukat ve 3 ekonomistin de olma şartı getirildi. Şu anda kurulda Bankalar Birliği’nden 3 temsilcinin ekonomist kimlikleriyle görev almaları dikkat çekiyor. Kurulun kulüplere lisans vermeme, ihtar, transfer yasağı ve puan silme yetkileri var. Eğer kurallar esnetilmezse ve kurulda kurallara harfiyen uyarsa –ki uyacaklarını düşünüyorum- Türk futbolunda belki bir şey düzelmeye başlar.

Uygulama ile ilgili ilk izlenimler neler oldu? Süreç başarılı bir şekilde ilerliyor mu?
Bence federasyonun da kafası karışık ve uygulamada ne tarz sorunlarla karşılaşacağını öngörememiş. Sapma payını yüzde 30’dan yüzde 40’a çıkardığı esnada finansman giderlerini gerçekleşene göre tekrar hesaplayın dendi. Henüz neden bu değişikliklerin olduğu tartışılıyorken değişiklikler geri alındı. Talimat kitapçığı sanki hiçbir şey olmamış gibi hazirandaki haline getiriliyor.

KAOS ORTAMI OLUŞTU

Plansızlık o kadar kendini belli ediyordu ki bugünlerde yaşanan karmaşa o günlerde geliyorum diyordu. Yaşananları gözümüzün önüne getirelim, haziran ayının başında talimat çıkıyor ve denetçi raporu için de 31 Temmuz’a kadar süre tanınıyor. Denetimin gerçekleşip raporun hazırlanması için 2 aylık bir süre veriliyor ve doğal olarak, yetiştirilemediğinden 10 Ağustos’a erteleniyor. Bayram tatilini de göz önünde bulundurursak kurul, 2 haftalık çalışmadan sonra transferin bittiği 2 Eylül’de limitleri açıklıyor. Daha sonra kulüplerden talep geldi diye değişikliğe gidiyor ve aynı hafta geri almak zorunda kalıyor. Böylesine bir plansızlık ortamında, sıkıştırılmış takvim de geçiş sezonuna denk gelince tolere edilemiyor. Kulüplerimiz için de planlı yaşama ve bütçe alışkanlığının olmaması birleşince tam bir kaos ortamı oluştu.

Bu sebepten kulüpler ve federasyonun tekrar bir araya gelerek planlama yapması gerekiyor. Gelecek sene iki yöntemden düşük sonuç verenin limit olarak alınması ve sapma payının yüzde 30’dan yüzde 15’e düşürülmesi ülke futbolunda kaosa neden olur.

Leave a reply:

Your email address will not be published.

Site Footer