Bu anlaşma değişmezse Beşiktaş iflas eder

İnsanlık koronavirüs pandemisinde hayatta kalmak için mücadele ederken; bu sürecin sonunda finansal durumları zaten kötü olan futbol kulüplerinin de batmadan ayakta nasıl kalacakları merak konusu.

Koronavirüsün yayılmasıyla birlikte hayat adeta durdu. Bizler krizin etkilerinin neler olacağını tartışırken Beşiktaş, koronavirüs öncesi finansal durumuyla ilgili son mali tablolarını geçen hafta Kamuyu Aydınlatma Pltaformu’na (KAP) açıkladı. Ve görülüyor ki Beşiktaş’ın durumu koronavirüs öncesi bile gittikçe zorlaşmış.

Çebi döneminde borç 100 milyon TL arttı

29 Şubat’ta KAP’a gönderilen finansal mali tablolara göre, Beşiktaş’ın, 31 Aralık 2016’da 1 milyar 585 milyon TL olan toplam yükümlülüğü (borcu) sadece 3 yılda ikiye katlanarak, 3 milyar 72 milyon TL’ye ulaştı.

Üstelik bu borç tutarı sadece 9 aylık dönemi kapsıyor. 9 aylık zarar ise 246 milyon lira oldu!

Borç artışı sadece 9 ayda 400 milyon TL’den fazla olurken; Fikret Orman’dan koltuğu devralan Ahmet Nur Çebi’nin göreve gelmesinden itibaren artan borç miktarıysa 100 milyon TL’nin biraz üzerinde.

Söz konusu borç yüksekliğinin yanı sıra, bu borcun 1 milyar 70 bin TL’sinin banka ile 549 milyon TL’sinin faktoring kuruluşlarına olmak üzere, toplam 1 milyar 620 milyon TL’si finansal borçlar olarak dikkat çekiyor. Finansal borçlar, borç yapılandırma anlaşmasından önce 1 milyar 400 milyon TL idi. Bu borcun da 1 milyar 100 milyon TL’lik kısmının vadesi 1 yıldan kısayken 290 milyon TL’lik kısmı ise 1 yıldan uzun vadeye sahipti.

Koç neden imza atmamış anlaşılıyor

Futbol kulüplerinin açıklamaktan imtina ettikleri borç yapılandırma anlaşmasının da detayları ortaya çıkmaya başladı. Yapılandırma sözleşmenin ayrıntıları ortaya çıktıkça şartlarının kulüpler aleyhine olduğu ve finansal gerçeklerine uygun olmadığı da gözler önüne seriliyor. Fenerbahçe Başkanı Ali Koç’un anlaşmayı ıslarla imzalamamasındaki haklılığa da şahit oluyoruz.

Beşiktaş’ta bir önceki başkan Fikret Orman tarafından imzalanan anlaşmayla 1 milyar 300 milyon TL civarında bir borç yapılandırılırken 250 milyon TL de ek nakit kredi kullanıldığı görülüyor. Kullanılan kredinin büyük bir bölümüyle de oyuncu ücretlerinin ödendiği anlaşılıyor. Bununla birlikte, borçlanma maliyet oranlanın %17,30 olarak gerçekleşmesi kredi yapılandırma anlaşmasının enflasyon oranına ilave %5 marjlı maliyet oranına sahip olduğu teyit edilmektedir.

Bu bilgilerin yanı sıra, daha önce basına yansıdığı gibi, kredinin ilk 2 yılında sadece faiz ödemesi yapılırken üçüncü yılından itibaren faiz ödemelerinin yanı sıra, anapara ödemeleri de yapılmaya başlanacak. Kulüpler, sadece faizi ödeyebilecek duruma dahi değilken, üçüncü yıldan itibaren ana para ve faizlerden oluşacak taksit tutarlarını ödemeleri mümkün olmayacaktır.

5. yılda 672 milyon TL ödeyecek!

Beşiktaş’ın finansal borçlarında dikkat çeken bir diğer ayrıntı da yapılandırmanın son yılı olan beşinci yıldaki 672 milyon TL’lik ödeme tutarı oluyor. Beşiktaş, ‪2019-20‬ sezonunda futboldaki toplam gelirinin, beşinci yılda ödeyeceği rakamdan daha düşük olacağını göz önünde bulundurduğumuzda; ödeme tutarının büyüklüğünü daha iyi anlayabiliriz.

Anlaşmanın son yılındaki balon ödemenin böylesi yüksek tutarda olması beşinci yılda yeniden yapılandırmaya gideceği izlenimi vermektedir. Beşiktaş, borç yapılandırma anlaşmasıyla, gelecek dönemlerde beklenen 4 milyar 780 milyon TL’lik yayın gelirlerinin yanı sıra kira, loca, isim hakkı ve sponsorluk gelirlerini de vade sonuna kadar temlik ettirmiş durumda.
Borç yapılandırma anlaşmalarında, gelir temlikleri ve diğer bazı kısıtların önemli dayanaklar olduğunu görüyoruz.

Bugüne kadar pek gündeme gelmese de borcunu yapılandıran Kayserispor ligin son sırasında yer alıyor ve küme düşmesi durumunda gelirleri beşte bire kadar düşecek. Bu gelir kaybına karşı bankaların hangi önlemleri veya garantileri aldıkları merak konusu.

Bu bir kurtarma anlaşması değil

Beşiktaş’a dönecek olursak; bu sınırlı bilgiler ışığında dahi bu anlaşmanın kurtarma anlaşması olmadığı apaçık ortadadır. Finansal açıdan zor durumda olan şirketlerin yapılandırma (‘kurtarma’) anlaşmaları, şirketlerin %25 ila %30 civarında nakit üreteceği şekilde kurgulanması gerekmekte. Eğer yapılandırma nakit üretilecek şekilde kurgulanmazsa yapılandırma anlaşmalarının uygulanması imkânsız hale gelecektir. Dahası bu tip durumlarda şirketlerin iflas ettiğini defalarca yaşadık. Bu yüzden, mevcut anlaşma kurgusu Beşiktaş ve diğer kulüplerin bozuk olan finansal yapısını onarmak yerine, daha da bozacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Nakit akışında da sorun var

Biraz önce de belirttiğim gibi Beşiktaş, sadece futbolda 9 aylık zaman diliminde 246 milyon TL zarar açıkladı. Net zarar açıklamakla kalmadı; 35 milyon TL brüt ve 109 milyon TL de faaliyet zararı açıkladı. Şirketin sadece kârlılıkla ilgili sorunları bulunmuyor. Aynı zamanda nakit akışında da sorun olduğunu negatif 50 milyon TL’nin üzerindeki faiz ve vergi öncesi kârından da (EBITDA) görebiliyoruz. Külüplerin ve/veya şirktlerin borçlarını ödeyebilecek seviyeye gelmesi için %25 ila %30-30 oranında nakit üretmesi gerektiği üzerinde dururken Beşiktaş’ın nakit üretiyor olmasını bir kenara bırakalım, 50 milyon TL’den fazla açık vermiş durumda.

Beşiktaş, futbol gelirlerinde ‪2017-2018‬ sezonunda 906 milyon TL ile zirveye ulaşmıştı. Ancak gelirler, sportif başarısızlık ve yönetim hatalarının birleşmesiyle, döviz kurları artmasına rağmen, TL cinsinden dahi azalmaya devam ediyor. Gelirlerdeki azalmaya rağmen, gelirler çeşitlendirilememiş ve bununla beraber gelir elde etme maliyetleri de paralel bir oranda azaltılamadığı için, rakamlar kötü olmanın ötesine geçerek, felaket seviyesine ulaşmış durumda.

Korona 1.4 milyarlık daralma yaratacak

Koronavirüs, Türk futbolunda 750 milyon TL ile 1 milyar 400 milyon TL arasında bir daralmaya neden olacak. Tüm kulüpler gibi Beşiktaş da bu daralmadan dolayı önemli gelir kaybı yaşayacak. Gelir kaybının yanı sıra ekstra giderlere de katlanmak zorunda kalacak. Koronavirüsten dolayı kulüplerin ana gelir kalemleri olan yayın gelirleri, maç günü gelirleri, ürün satış gelirleri ve sponsorluk gelirlerinin durması ve/veya durma noktasına gelmesi, Beşiktaş’a sadece kısa vadede 200 milyon TL’den fazla etkisinin olacağını söyleyebiliriz.

Zarar 400 milyonu aşabilir

Beşiktaş 9 ayda 412 milyon TL gelir elde etti. Koronavirüs etkilerini de hesaba katacak olursak; Beşiktaş’ın ‪2019-2020‬ sezonunda ‪2016-2017‬ sezonundaki; yani 3 yıl önceki 583 milyon TL’lik gelire ulaşması dahi zor görünüyor. Bu gelir seviyesinde de yıllık zararın 400 milyon TL’yi aşması şaşırtmayacak.Beşiktaş’ın gider kısmında dikkat çeken kalemlerden olan ücret giderleri geçen senenin aynı dönemine göre 20 milyon TL azaltılarak 280 milyon TL’den 260 milyon TL’ye indirilmiş. Euro bazlı inceleyecek olursak; 45 milyon Euro’dan 41 milyon Euro seviyesine indirildiğini, sezonluk olarak da 62 milyon Euro’dan 55 milyon Euro’ya düşürüleceğini görüyoruz. Ücret bütçesinin azaltılması olumlu olsa da ücret giderleri geçen sezon gelirlerin %53’üne isabet ediyordu. Ancak bu sene %63’üne isabet ettiğini görüyoruz. Bu da ücretlerdeki düşüsün yeterli olmadığı ve ücret bütçesinin gelir ile orantılı olarak düşürülmesi gerektiğini bizlere gösteriyor.

Ücret gideri 30 milyon Euro’ya inmeli

Gelişmiş futbol ülkelerinde ücret giderleri, gelirlerin % 60’ına denk gelmesi yeterli gibi görünüyor. Ancak ülkemizdeki finansal giderleri de göz önünde bulundurmalıyız. Bu hususu dikkate alırsak Beşiktaş’ın ücret giderleri, gelirlerinin %40’ı olan yaklaşık 30 milyon Euro civarında olması gerekmektedir. Bu rakamların üzerinde kurulan bütçeler Beşiktaş’ın finansal gerçeklerinden uzak olacaktır.

Tüm kulüpler ne yapmalı?Koronavirüsün ülke ekonomisiyle birlikte liglerimize ve takımlarımıza yapacağı etkilerine karşı Beşiktaş ile birlikte diğer spor kulüplerimizin hem önleyici hem de proaktif önlemler alması gerekiyor.

Kulüplerin yapması gerekenleri şöyle sıralayabiliriz:

1-Ücret giderleri kısılmalı

2-Tüm gider kalemlerinde verimlilik esas alınmalı

3-Bütçe kesintilerine gidilmeli.

4-Gelir düşüşünü bertaraf etmek için gelir farklılaştırmasına gidilmeli

5-Dijital gelirlere odaklanılmalı

6-Borç yapılandırması yapan kulüpler, anlaşmaları finansal gerçeklerle örtüşecek şekilde revize etmeli.

Ya iflas ya da satış gelir

Kısacası kulüplerimizin yapacağı ilk iş durum tespiti olmalı ve iyi–orta–kötü senaryolara göre hazırlayacakları planlarına sıkı disiplinler ile uymaları gerekiyor. Ancak bu şekilde kötüye olan gidiş yavaşlatılabilir. Kulüplerimiz mevcut yöneticiler ve yönetim anlayışla devam ederlerse kanuni olarak teknik iflas açıklamanın da ötesine geçerek fiiliyatta da iflas edecekler ve satışlarıları söz konusu olacak.

Leave a reply:

Your email address will not be published.

Site Footer